Adalet, barış ve özgürlük. Hayatımı anlamlandıran ve amaçlandıran üç kelime. Kendimi hep böyle ifade ettim ben. Hayatımı da buna adadım. Adalet üzerine kurdum duygularımı. Egolarımı, sevmelerimi, nefretlerimi, hiçliklerimi bile hep adalet temeline oturttum. Adalet hep barışı, barış hep özgürlüğü getirdi.
Avukatlar, toplumun sosyal mühendisleridir. Toplum düzeni bozulduğunda ya da mesleği ticarî kaygılarla icra eden tacirler elinde gördüğünde panikleyebilirsin. Korkabilirsin… Suçlayabilirsin…Kaçabilirsin… Ama hukukun gerçek savunucuları hep işbaşında olacaklar. Onlar doğumlarıyla toprağa adaletle bağlandılar. Adalet için savaşacaklar. Sen, ben değil kavgaları. Kavgaları adil bir dünya. Kavgaları biz! Ve biz burdayız arkadaş!
Bağımsızlığını kaybetti yargı diyeceksin. Adliyeye, mahkemeye, savunmaya, yargıya inancını yitireceksin. Belki düşünceni dile getirmeyecek, düşüncenden korkacak, düşünmeyeceksin. Gün gelecek köleleşecek her tür diktaya boyun eğecek ya da neyin içinde olup olmadığını bilemeden herşeyden endişe edeceksin. Kendini eve hapsedip güveni sessizlik ve ıssızlıkta ararken yalnızlaşacak ve kopacaksın toplumdan ve toplumsuzluk seni milletsizleştirecek. Bağsız kalacaksın. Kimdin ki? Kızacaksın. Ama yine de birileri hep orda dikiliyor olacak. Birileri hep duvar olacak. Yıkılsa da, kırılsa da duracak! Bil arkadaş… Birileri senin güvencen olmak için ruhuyla var bil…
Sen oturduğun yerden herşeyi eleştirirken, sen ağzından çıkan her laf için para istediğini düşündüğün, ücretini ödemediğin, hakkını aldığında bile hakkını çalmakta gecikmediğin avukatın var ya… Bil ki sen inanmaktan vazgeçtiğinde bile o nöbet tutuyor olacak adaletin başında!
Arkadaş.. o nöbet tutan avukatlar var ya… Bugün onların avukatlar günü. Kutlu olsun. Tüm hukuk yolunda adalet savaşçılarına selam olsun!
Ben mesleğimin 11. Yılını doldururken bu ömrümü ve varsa yaşayacak başka ömürler, nefes alınacak tüm ömürleri hukuk yoluna adamaya, barış ve özgürlüğe armağan etmeye hep hazırım. Nice avukatlar günümüze! Nice adil kutlamalara!