Merhaba Dünyalı…
Bir süredir yazmıyorum. Anlamaya çalışıyorum dünyayı.Çünkü ya ben uzaylıyım ve yaş aldıkça büyüdüğüm dünya ve insanlardan bir kaç benzer nesille farklılaştık, süper bir kalkanımız var bizi koruyan. Ya da dünya uzaylılar tarafından istila edildi ve bir kaç bin numune bıraktı. Bir şeylerin yanlış gittiğine ve farklılaştığına eminim ama.

Mesela, ben büyürken annemin yemekleri çok lezzetliydi. Hiçbir fast food dediğimiz burgerler, kızartmalar onun köftesi ve soslu patatesinin yerini tutamazdı. Zaten de “lokantada yemek yemek” ya bir kutlamayı ya başka şehirde olmayı gerektirirdi. Mesela biz evde yemek pişirdiğimizde komşulara da götürürdük, yaşlı teyzemiz, bebeği olan komşuları es geçmezdik. Hem kocaman aileler gibiydi apartmanlar. Eve kim girer çıkar, kimin misafiri var, kim hasta bilinirdi. Borçlu biri varsa, durumu zorda olana yardım edilirdi. Yani herkes birbirinin kefiliydi. Olan olmayana verirdi. Biz çocuklar kavga edip küssek en fazla bir saat sürerdi. Ayrıca küsmek çok sıkıcıydı. O yüzden hala birine kızıp küssem unutur giderim. Gülümsemek affetmektir. Ama artık böyle değil dünya biliyorum.
Birileri birini öldürüyor, suçlamalarla içeri alınıyor aradan iki yıl geçiyor altında başka hikaye. Ülkeler birbirine giriyor, ittifaklar oluşuyor. İttifaklar birbirine giriyor, kutuplaşma değişiyor ve hop başka bir hikaye. İnsanlar birbirlerini seviyor, aşk oluyor adı, “can ciğer” dost oluyor, sonra nefret, zulüm, entrika hop başka bir hikaye. Kimi bir anda çok zengin oluyor, kimi bir anda yok oluyor, herşeyi eriyip gidiyor, hikaye ve yine bir hikaye…
Her yaşanmışlık yeni bir hikaye. Rahatsız edici olan gerçeği hiç bilememek. O yüzden bence dünya istila edildi. İnsanların içine uzaylılar girdi. Yeniden çocukluğumun dünyasına dönmek istiyorum, aşkların aşk, ailenin kutsal, paylaşmanın zenginlik, erkeğin koruyucu ve şefkatli, kadının doğal ve anaç, çocuğun meraklı ve hareketli olduğu gerçek zamana. Planım da var hem.
Güç.. Her türlü “güç” için eşik limit olmalı. Mesela insan herşeyi satın alabilecek, kendisine ait havalimanları, adalar satın alabilecek kadar zengin olmamalı. Zenginliğin üst sınırı olmalı. O sınırın üstündeki kazanç olmayanla paylaşılmalı. Mesela savaştan kaçan insanoğluna mülteci adı takılıp sadaka yaşamlar sunulmamalı da vatanları için çözümler bulunmalı. Hiçbir etnik ve millet, köken üst olmamalı mesela. Dünya nüfusunun yüzde sekseni bile olsa güç timsali olmamalı. Olmamalı ki tüm sınıflar sadece sıfat kalsın. Mesela hiyerarşik dizilimlerdeki tepeler güç değil sorumluluk ve zeka yani bilgelik sıfatı vermeli. Krallık sürülmesin.
İnsanlar diyorum, eşit olduğunu kabul edip teslim olsun. Teslim olsun yoksa dünya tükeniyor. Başka dünya da yok. Sevgi üretmekle bugüne başlayabiliriz. Yeniden aşık olmaya hazır tüm kırgınlıklara inat. Yeniden küsmek de çok sıkıcı gelebilir. Benim gibi çok dostum var. Çok da kaybettiklerimiz.
Ben hepimiz için sevebilirdim yetse herkese. Yetebildiğince seveyim yine de her nefesle. Herkes kalbini yaradılışınca kullanıp açar, sevmeyi yeniden öğrenir ve öğretirse işte o zmn devrim olur. Uzaylılar uzaylarına döner. Biz bize kalırız. Ha o zaman tankmış tüfekmiş kendinden utanır. Bakarsın çiçek açar, toprak sular, müzelere konu olur bir daha üretilmez.
İşte bu bilinç ve yürek var ya. Ya bizi uzaylı yapıyor. Ya bunlar dünyayı istila ediyor.