Çok insan tanımak çok karmaşa demek. Çok karmaşa çok öğrenmek demek. Kimi zaman kurulmamış cümleleri kurmak, kimi zaman alelade kelimelerden anlam bulmak demek.

Hayatımızda tabiki her aktör başrol alamadığı gibi, kimileri sadece rol alırken, kimileri dublör kalıyor. Ancak o sahneyi tamamlayan her bir oyuncu eşit etki derecesine sahip değilse de, sahnenin bir parçası. Sahneyi tam yapan. Ve hepimiz bir başka filmin dublorleriyiz.

Birbirimizin hayatlarındaki yerimizi tanımlasak; yolda bayılanlar, ilişkide bayılanlar, sonsuzluğa yürüyenler diye sıralamak isterdim biraz da nükte katabilmek için. Yolda bayılanlar, henüz rol almaya zahmet vermeden senaryodan çıkanları temsil ediyor. Dublorler yani. İlişkide bayılanlar ise..Her türlü ailevi, duygusal, sosyal ilişki biçiminde senaryoda etki derecesine sahip rolleri ifade ederken, tüm yan oyuncuları bu kategoriye dahil edebiliriz. Bir de sonsuzluğa yürüyenler var ki senaryonun baş kahramanları.

Her birimiz farklı bir senaryoda ilerlerken, bazı çekimler elbet birbirine giriyor. Bu kaotik ortamda replikleri okumak hangi filmde kalabildiğinin göstergesi. Yani replikleri iyi okumak lazım.

Mesela bazı senaryoların mental aşıkları vardır, fiziksel olarak birleşmemeyi prensip tutmuş, birbirine kavuşamayanları… Aslında da alt psikolojide, bir tarafın bekleme ve saygıyı, tutkuyu üstlendiği, diğer tarafın bencillikle daha iyi bir hayat yolunda, daha kendisine uygun olanı aradığı, arayıp da bulamadıkça saplandığı, “ne senle/ne sensiz” bataklığı… Kimi zaman en yakın arkadaşlar, kimi zaman eski sevgililer. Sonuçta kaçamayan ve senaryoyu hunharca tüketenler grubu. Başkalarının senaryolarında ilişkide bayılanlar, ya da yolda bayılanlar grubunda kalıp, kendi senaryolarında birbirlerine yardımcı kadroyu uygun gördüklerinden kendi senaryoları dahil bir kesişen küme senaryosunda sonsuzluğa yürüyemeyenler.

Senaryolar kimi zaman çok ilginç yerlere çıkabiliyor. O yüzden iyi okumak, iyi dinlemek lazım. Yoksa kendi senaryonuzdaki dialoglar, monologlara dönüşebilir.

Her bir senaryo birbirine ne zaman denk gelecek bilmiyorum. Şu sıralar belki de sessiz sinema seviyorumdur. Cümle kurmayı ve alt yazıyı gerektirmiyor.

Senaryolar… Hayatlarımız yani. Umutlu kılan, yüz bilinmeyenli bu denkleme cevap bulabilmek. Nereye kadar bilemem! Ama cevap var ve ben cevabı filmin sonunda açıklayacağım.